Edirne Müzeleri

11360

 

EDİRNE ŞEHİR MERKEZİNDEKİ MÜZELER

Edirne’de çok sayıda ve farklı içeriğe sahip müzeler ve müze niteliğinde yerler bulunmaktadır. Bir Edirne gezinizin tamamlanması için bu müzeleri mutlaka ziyaret etmelisiniz…
EDİRNE MÜZELERİ
Edirne Arkeoloji ve Etnografya Müzesi
Türk İslam Eserleri Müzesi
Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi
T.Ü. Milli Mücadele ve Lozan Müzesi
T.Ü. İlhan Koman Resim ve Heykel Müzesi
Selimiye Vakıf Eserleri Müzesi
Uzunköprü Kent Müzesi
Şükrü Paşa Anıtı & Balkan Şehitliği
Edirne Kent Müzesi
Özel Osman İnci Müzesi
Hıdırlık Tabya Balkan Tarihi Müzesi
Hasan Ali Yücel Çocuk Müzesi
Necmi İğe Evi Etnografya Müzesi
Fatih Sultan Mehmet Müzesi
Ekmekçizade Kervansarayı Müzeleri

 

Edirne’de ilk müze, Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle, 1925 yılında Selimiye Camii Dar-ül Hadis Medresesi’nde kurulmuştur. Bu müzeye Arkeoloji Müzesi denilmekle birlikte, müzede değerli etnografik eserler ve mezar taşları da yer almaktaydı. Osmanlı İmparatorluğu’nun yaklaşık 94 yıl başkentliğini yapan Edirne’de saray, halk sanatlarını etkilemiş ve etnografya açısından zenginlik kazandırmıştır. Bu yüzden ikinci bir müzeye gerek duyulmuştur. Selimiye Camii avlusu içinde bulunan Dar-üs Sıbyan Medresesi’nin, Trakya Umumi Müfettişi Kazım DİRİK başkanlığındaki Edirne ve Yöresi Eski Eserleri Sevenler Kurumu tarafından restore ettirilmesi sonucu “Etnografya” adı altında ikinci bir bölüm, Edirne’nin kurtuluşunun on üçüncü yılında ( 25 Kasım 1936 ) burada açılmıştır. Bu Müze, Ankara Etnografya Müzesi ve Topkapı Sarayı Müzesi’nden bazı değerli eserlerle takviye edilmiştir. Zamanla eserlerin çoğalmasıyla burasının müze için yetersiz duruma gelmesi sonucunda, aynı kurum tarafından Selimiye Camii’nin Dar’ul Kurra Medresesi onarılmış ve etnografik eserler taşınarak burası “Etnografya Müzesi” olarak düzenlenmiştir. İkinci Dünya Savaşından sonra Edirne Müzelerindeki eserlerin birçoğunun müzelere geri verilmesi sonucu elde kalanlar yalnızca Dar-ül Hadis Medresesi’nde sergilenmiştir. Bundan sonraki yıllarda satın alma, bağış ve kazılardan gelen eserlerle müzedeki eserlerin sayısının artması nedeniyle Edirne’de ihtiyaç duyulan yeni bir müze binası 1966 yılında programa alınmıştır. Selimiye Camii civarında müze için temin edilen arsa üzerine, Y. Mimar İhsan KIYGI tarafından hazırlanan projeye göre yapılan müze binası, 13 Haziran 1971 yılında “Arkeoloji ve Etnografya Müzesi” adı ile açılmıştır. Dar-ül Hadis Medresesindeki Müze de “Türk İslam Eserleri Müzesi” olarak düzenlenmiştir.

Edirne Arkeoloji ve Etnoğrafya Müzesi

İki bölümden oluşan müzenin, Arkeoloji bölümünde sergileme Paleontolojik döneme ait fosillerle başlar. Bu bölümde Edirne ve yakın çevresinde bulunan 3. Zaman sonuna ait fil, gergedan ve at türünden hayvanların defans, çene kemiği, diş ve omurlarına ait parçalar vardır. Ayrıca günümüzden 30 milyon yıl önce Miyosen Döneme ait fosiller ile diğer deniz hayvanları ve bitki fosilleri de yer almaktadır.

Bölümdeki eserlerin pek çoğu 1971-72 yıllarından beri devam eden Enez kazısı buluntularıdır. Klasik-Helenistik-Roma ve Bizans dönemlerine ait taş, bronz, pişmiş toprak ve cam eserler sergilenmektedir. Enez Nekropolünde bulunan Güzellik ve Aşk Tanrıçası Afrodite ait pişmiş toprak kült heykelcikleri dikkat çekicidir.

Mermer heykeller ve steller arasında bölgenin yerli halkı olan Trak’lara ait tanrılaştırılmış Trak Süvarisi tasvirli mezar stelleri, müzede sergilenen yöresel eserlerdendir.
Bahçede sergilenen Dolmen ve Menhirler, Trakya’da çok sayıda örneği görülen eserlerdir.

Müze bahçesinde ayrıca, Roma dönemine ait Lahitler, Osmanlı Dönemine ait mezar taşları ile yeniçeri mezar taşları sergilenmektedir.

Etnografya Bölümünde 94 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğuna başkentlik eden Edirne’nin özgün kültürüne ait gelin ve sünnet odaları ve bu odalarda bulunan halılar, işlemeler, Edirnekari yüklükler sergilenmektedir.

Hamam Köşesi, Edirne Oturma Odası Köşesi, Edirne Evleri Keten Sıva Örnekleri, çeşitli işleme ve kıyafetler ile takılar, oyalar ve Topkapı Sarayı Müzesi tarafından hediye edilen tombak ibrikler, buhurdanlıklar, gülabdanlar dikkat çekmektedir.

Hat sanatının değişik örnekleriyle temsil edildiği bölümde ayrıca, Ulu Önder Atatürk’ün Edirne’ye yaptığı seyahat sırasında kullandığı battaniye ve üzerinde Balkan Savaşı’nın resmedildiği ipek mendil gibi bazı özel eşyaları da sergilenmektedir.

Adres : Müze Selimiye Camii arkasında yer almaktadır.
Telefon: 0 284 225 11 20
Ziyaret Günleri: Haftanın her günü, 09:00- 17:00.
http://www.edirnemuzesi.gov.tr

Giriş Ücreti: 5 TL. (18 yaş altı ve 65 yaş üzeri ücretsiz. Müze kart geçerlidir.)

 

Edirne Türk İslam Eserleri Müzesi

 

Eserler Selimiye Camisi avlusu içinde bulunan Dar-ül Tedris Medresesi’nde 14 odada sergilenmektedir.

Pehlivanlar Odası: Kırkpınar güreşlerinde baş pehlivan olmuş güreşçiler ile Kırkpınar ağalarının resimleri sergilenmektedir. Ayrıca mankenler üzerinde bir güreşçi ve Kırkpınar ağası canlandırılmıştır.

Tekke Eşyaları Odası: Müzenin en önemli odalarından biridir. Tekkeler kapatıldıktan sonra bir araya getirilen eşyaların sergilendiği odadır. Duvarlarda asılı olarak el yazması hat örnekleri, II. Beyazıd Camisinin kündekari tekniği ile yapılmış 2 adet kapı kanadı, II. Selim’in Selimiye Camisine hediye ettiği el yazması Kur’an-ı Kerim ile çeşitli eşyalar burada sergilenmektedir.

Çorap Odası: Yurdun değişik yörelerinden toplanmış el örgüsü yün çoraplar sergilenmektedir.

İşleme ve Levha Odası: Atlas üzerine ipekle işlenmiş levhalar, kumaş üzerine aplike edilmiş pul koleksiyonları, nişler içinde Osmanlıca yazı işlemeli peşkirler, çevreler ve örtüler yer almaktadır.

Silâh Odası I-II: XVII yy. sonu ile XVIII. yy.la ait Osmanlı çakmaklı tüfekleri, zırhlar, miğferler, süvari kılıçları, teberler, kalkanlar, kolçaklar, arbaletler, oklar, kamalar ile mankenler üzerinde yeniçeri kıyafetleri sergilenmiştir.

Balkan Harbi Odası: Balkan Savaşında kullanılan kanlı sancak, süpürge tohumundan yapılmış ekmek ve Edirne Müdafii Şükrü Paşa’nın resimleri sergilenmektedir.

Çini ve seramik Odası: XVIII. yy. sonu ile XIX. yy. başına ait Çanakkale seramik ve testileri, erken Osmanlı seramikleri, XV, XVI ve XVII. yy.’a ait Osmanlı duvar çinileri yer almaktadır.

Sarayiçi Odası: 1973 yılında saray içinde yapılan kazıda meydana çıkan ve Edirne Sarayına ait olan XVII.yy. duvar çinileri sergilenmektedir.

Edirne Misafir Odası: Kristal ayna ve konsol, koltuklar ile duvarlarda ipek böceği kozasından yapılmış resimlikler sergilenmektedir.

Mutfak Eşyaları Odası: Edirne sarayında kullanılan mutfak araç gereçleri kullanılmaktadır.

Ölçü Aletleri Odası: El kantarları, astronomi ile ilgili yükselti tahtaları, kum saati, okka ve arşınlar sergilenmektedir.

Ağaç İşleri Odası I-II: Edirnekâri tekniğiyle yapılmış olan ahşap eserler sergilenmektedir.

Galeri: XV. yy.’dan sonra yok olmuş, yıkılmış Edirne Camilerinin, hanlarının, hamamlarının, çeşmelerinin ve sebillerinin yazıtları ile XIX. yy’ın sonlarında yapılmış Edirne evlerinin tavan göbekleri sergilenmektedir. İç Avlu artık yok olmuş durumdadır. Vaka-i Hayriye olayını zarar görmeden atlatabilmiş ve zamanımıza kadar gelebilmiş olan yeniçeri mezar taşları koleksiyonu ise ayrı bir önem taşımaktadır.

Müze Selimiye Camii bahçesinde Darülhadis Medresesi’nde yer almaktadır.
Telefon: 0 284 225 16 25
Ziyaret Günleri: Her gün, Kasım- Mart 09:00- 17:00 / Nisan- Ekim 09: 00- 18.30 //.
http://www.edirnemuzesi.gov.tr

Giriş Ücreti: 5 TL. (18 yaş altı ve 65 yaş üzeri ücretsiz. Müze kart geçerlidir.)

Edirne Selimiye Vakıf Eserleri Müzesi (SELİMİYE DAR’ÜL KURRA MEDRESESİ)

Dar’ül Kurra; Arapça “Dar” ve Kurra” kelimelerinden oluşan bir tamlama olup Kur’an eğitimi verilen yer manasına gelmektedir. Dar’ül Kurra Medresesi ise bu eğitimin bilimsel yöntemlerle, sistemli ve bir disiplin dahilinde verildiği Osmanlı Devleti’nin bir yüksek ihtisas eğitim kurumudur.
Dar’ül Kurra Medresesi, Selimiye Külliyesi içerisinde, Selimiye Cami’nin güneybatı köşesinde yer almaktadır. Cami, Dar’ül Hadis ve Dar’ül Kurra Medreseleri ve mektepten oluşan külliye, Osmanlı Devletinin Mimarbaşı Sinan tarafından 1569-75 yılları arasında Sultan II. Selim adına inşa edilmiştir.

Düzgün kesme taş ve tuğla malzeme ile inşa edilen Dar’ül Kurra Medresesi’ne görkemli bir taç kapı ile girilir. Ortada dikdörtgen avluyu dört yönden revak çevreler. Revağın gerisinde doğu yönde yer alan kare planlı kubbeli büyük oda dershane ve mescit, güney ve batı yöndeki odalar medrese hocalarının ve öğrencilerinin kaldığı odalar olarak kullanılmıştır.

Vakıflar Genel Müdürlüğünce 2006 yılında restore edilen yapıya Selimiye Vakıf Müzesi olarak işlev verilmiştir.

Müzede; Vakıflar Genel Müdürlüğüne bağlı cami ve mescitlerden elde edilen tarihi eser niteliği kazanmış teberrükat  eşyalarından örnekler, Osmanlı dönemine ait yapıların onarımları sırasında ele geçen çini parçaları, lüleler, Vakıf cami ve mescitlerinden gelen hat levhalar, Kur’an-ı Kerimler, şamdanlar, hilyeler, usturlaplar, rahleler,  çini parçaları ve değişik objeler sergilenmektedir. Ayrıca dershane olarak kullanılan büyük odada yapının özgün işlevini yansıtan bir canlandırmaya yer verilmiş, revak bölümünde de Mimar Sinan anlatılmaya çalışılmıştır.

Adres: Meydan Mahallesi Taş Odalar Sokak. No:2 Selimiye Dar’ül Kurra Medresesi / Edirne
Tel: 0284 212 11 33

Ziyaret Saatleri: Hergün 09:00- 17:00
Giriş Ücretsizdir.

 

Trakya Üniversitesi Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi

Müze, Sultan II.Bayezid Külliyesi içindeki Darüşşifa bölümünde yer almaktadır. Külliye ise Fatih Sultan Mehmet’in oğlu ve 8. Osmanlı Padişahı Sultan II.Bayezid tarafından yaptırılmıştır. Sultan II. Bayezid’in Akkirman seferine çıkarken 1484 yılında temelini attığı yapılar topluluğu 4 yıl kadar kısa bir süre içinde bitirilerek hizmete açılmıştır. Sitenin mimarının Hayrettin olduğuna dair yaygın bir görüş vardır. Ancak bu görüş bugün kesin tarihi belgelerle güçlendirilmemiştir. Bazı araştırmacılar, site mimarının Yakup Şah Bin Sultan Şah olduğunu ileri sürüyorlar.

Yüzyıllar boyunca bu külliyede tıp öğrencileri yetiştirilmiş, hastalara şifa dağıtılmış ve fakir fukara doyurulmuştur. Külliyenin İslam aleminin en saf ve yalın anlatımlı camilerinden biri olarak kabul edilen camisi önemli bir ibadet yeri olmuş, mumhanesinde Edirne’yi aydınlatıcı mumlar dökülmüş ve tabhanelerinde ise misafirler ağırlanmıştır.

Darrüşifa kısmı ise dönemin en önemli sağlık merkezlerinden biridir. Kuruluşunda her türlü hastalara hizmet vermiştir, öyle ki kuruluş vakfiyesinde hastanenin personeli sayılırken 2 cerrah ve 2 göz doktorundan da söz edilir. Demek ki 1500’lü yıllarda bu mekanlarda göz hastalıklarına dahi bakılmaktaydı. Daha sonraki yıllarda şifahane, ruh hastalarına yönelik hizmet vermeye başlamış ve hastalar, dönemin tıp bilgi ve ilaçlarının yanı sıra, su sesi, musiki, güzel kokular ve çeşitli meşguliyetlerle tedavi edilmişlerdir.

Uzun yıllar boyunca hastalara şifa dağıtan bu şifahane, 1850’li yıllardan sonra, sadece ruh hastalarının tecrit edildiği bakımsız bir kurum haline gelmiştir. Bina bir yandan bakımsızlıktan, diğer yandan yatağı dolan Tunca Nehri’nin taşkınları sonucu büyük zararlar görmüştür.

1875 yılında Edirne’yi ziyaret eden Safvet Paşa, külliyeye de uğramış ve buradaki içler acısı durumu görüp, sadrazama rapor etmiştir. Hemen ardından patlayan 1877-78 Osmanlı Rus Savaşı esnasında Edirne işgal edilince, buradaki hastalar İstanbul’a gönderilmiştir. Bunun üzerine İstanbul’dan Edirne Valiliği’ne bir emir gönderilerek, İstanbul’da bu tür hastalar için yer kalmadığı belirtilmiş ve şifahanenin onarılarak tekrar kullanıma açılması istenmiştir. Bunun üzerine 1896 yılında onarım görmüş ve ruh hastalarının tecrit ve tedavilerinde bir süre daha kullanılmıştır. 1910 yılında Alman Mimar Cornalius tarafından bir onarımı daha gerçekleştirilmiştir. Hastanenin 1916’lara kadar açık olduğu bilinmektedir.

Külliyenin, camii hariç diğer bölümleri Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1984 yılında Trakya Üniversitesi’ne devredilmiştir. Bir süre Trakya Üniversitesi Edirne Meslek Yüksekokulu’nun Restorasyon ve Duvar Süsleme Bölümleri burada eğitim öğretimini sürdürmüştür.

Darüşşifanın, Trakya Üniversitesi bünyesinde Sağlık Müzesi’ne dönüştürülmesi çalışmalarına ise 1993 yılında başlanmış ve Kültür Bakanlığı’nın 11.04.1997 tarihli onayı ile müze olması resmileşmiştir. Ruh Hastalarını Readaptasyon Derneği’nin katkılarıyla 30 Haziran 2000 tarihinde de Şifahane kısmı, Psikiyatri Tarihi Bölümü olarak düzenlenmiştir. Tasarım Sanat Yönetmenliğini Türkan Kafadar’ın yaptığı çalışmalarla bu bölüm tarihine uygun bir şekilde mankenlerle canlandırılmıştır.

Müzenin Darüşşifa’dan sonra ikinci bölümü olan Tıp Medresesi (Medreset-ül Etıbba) 23 Nisan 2008 tarihinde hizmete girmiştir. Uluslararası Rotary 2420.Bölge Guvarnörlüğü işbirliği ile düzenlenerek hizmete açılan bu bölümde ziyaretçiler 15.yüzyılın tıp eğitimine bir zaman yolculuğuna çıkarılmaktadır.

Adres: Yeniimaret Mah. / Edirne
Tel: 0284 224 09 22

Web: http://saglikmuzesi.trakya.edu.tr

Ziyaret Saatleri: Hergün 09:00- 17:30
Giriş Ücreti: 5 TL. (18 yaş altı, 65 yaş üzeri ücretsizdir. Müze kart geçerli değildir.)

Lozan Anıtı & Milli Mücadele ve Lozan Müzesi

 

Sanat tarihi ve kültürel değerleriyle Anıt-Kent Edirne’nin, Meriç nehri kenarında, şehir merkezine yaklaşık 10 km. uzaklıkta Söğütlük ormanının da bulunduğu alan içinde yer alan ve dönemin mimari özelliğini taşıyan geniş bahçeli, köşklerin ve konakların bulunduğu Karaağaç, Türkiye Cumhuriyetinin nüfus cüzdanı olan “Lozan Antlaşması” ile savaş tazminatı olarak Türk topraklarına katılmıştır.

Edirne’nin Karaağaç semtinde yer alan ve 1972 yılına kadar da tren istasyonu olarak kullanılan bina, bu tarihten itibaren Trakya Üniversitesi’ne devredilerek Trakya Üniversitesi’nin çeşitli birimlerini barındırmış ve sosyal tesis olarak kullanılmıştır.

Trakya Üniversitesi senatosunun 27.11.1996 tarihinde yapmış olduğu 7. toplantısında Trakya Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Osman İnci’nin incelemeleri ve üniversitenin Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Balkan Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü’nün ortaklaşa yaptıkları öneri sonucunda Edirne’nin Karaağaç semtine bir “Lozan Anıtı, Müzesi ve Meydanı” yapılması görüşülmüş ve üniversitenin Karaağaç Sosyal Tesisleri’nin bulunduğu tarihi mekana Cumhuriyetimizin simgesi olan Lozan Antlaşmasını anıtsal olarak belgeleyen bir yapıtın dikilmesi mevcudun oy birliği ve 1 no.lu karar ile kararlaştırılmıştır.

Alınan tüm bu kararlar gereği konu ulusal ve uluslararası boyutta değerlendirilerek Edirne Valiliği, Edirne Belediye Başkanlığı, Trakya Üniversitesi, Mimar Sinan Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve İnönü Vakfı temsilcilerinden oluşturulan proje tasarımı çalışma ekibi tarafından yapılan çalışmalar neticesinde anıtın tasarımı, seçilen yere aplikasyonu, çevre düzenlemesi gibi tüm ayrıntılar etüt edilerek proje tamamlanmış ve yapım aşamasına getirilmiştir. 15 ay süren bu çalışmalardan sonra anıtın temeli 29 Mart 1998 tarihinde atılmıştır.  “LOZAN ANITI VE MEYDANI”nın temel atma töreninden sonra inşa çalışmaları hızla sürerken, Lozan müzesinin oluşturulması için de gerekli olan belge ve dokümanların sağlanması ile ilgili çalışmalar diğer yandan hızla sürdürülmekteydi. Bu müzenin kurulması ile ilgili çalışmalar Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı’nca yürütülmüştür.  Tüm bu çalışmalar neticesinde Lozan Anıtı, Meydanı ve Müzesi 110 günde tamamlanarak 19 Temmuz 1998 günü Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından açılışı yapılmıştır.

Açılışı yapılan anıt, betonarme olarak, radye temele birbirinden bağımsız ve 45 derece açı ile saplanan 3 konsol üzerine oturmuş sütunlardan oluşmaktadır. Birinci sütunun yüksekliği 36.45 m. olup; Anadolu’yu, ikinci sütun yüksekliği 31.95 m. olup; Trakya’yı; Üçüncü sütun yüksekliği de 17.45 m. olup; Karaağaç’ı simgelemektedir. Bu sütunları 7.20 m. yükseklikte birbirine bağlayan beton çember, birlik ve beraberliğin sembolü olup, bu çemberin ön yüzüne yerleştirilmiş 4.20 m. boyunda bir genç kız figürü; estetiği, zerafeti ve hukuku temsil etmektedir. Genç kız figürünün bir elindeki güvercin Barış ve Demokrasiyi, diğer elindeki belge ise Lozan Antlaşmasını simgelemektedir. Anıtın ayaklarının yerleştiği yarım daire şeklindeki 15 m. yarı çaplı havuz ülkemizi çevreleyen denizleri temsil etmektedir.

Lozan Anıtı son yıllarda Edirne’nin en çok ziyaret edilen noktalarından olup, Kurtuluş Savaşımızın bir özeti, gururumuzun ve barışa dönük çağrımızın göstergesidir

Adres: Trakya Üniversitesi Karaağaç Yerleşkesi İçi / Edirne
Tel: 0284 236 27 85

Ziyaret Saatleri: Müzeyi haftasonu hariç hergün 08.30- 17:00 arası, Lozan Anıtı’nı haftanın her günü ziyaret edebilirsiniz.
Giriş Ücretsizdir.

Şükrü Paşa Anıtı & Balkan Şehitliği

Tarihe “Edirne Müdafii” olarak geçen, merhum Mehmet Şükrü Paşa adına yapılan anıtın ilk temeli 22 Haziran 1984 yılında atılmış ancak yapı belli bir seviyeye geldiğinde, mühendislik hataları nedeniyle çökmüştür.

14 yıl bu durumda kalan anıt, dönemin askeri komutanları Çetin Erman ve Zafer Özer Paşalarca yeniden ele alınmış; yeni bir proje çerçevesinde 4 ay içinde tamamlanarak 27.07.1998 tarihinde açılışı yapılmıştır. 31 Temmuz 1998 tarihinde Mehmet Şükrü Paşa’nın naaşı İstanbul Merkez Efendi Mezarlığı’ndan alınarak anıt mezara nakledilmiştir.

Anıt kompleksinin 16 bin m2’lik bölümü Anıt; 3 bin m2’si oturma grupları ve otopark, 10 bin m2’si ise yeşil alan durumundadır.

Müze, konu mankenleri, fotoğrafları, açıklayıcı tabelaları ve ses düzeniyle, sadece ilginç değil aynı zamanda ustalıkla düzenlenmiş, bilgilendirici bir müzedir. Müze genelde tenha olduğundan, mevzilerde yalnız gezmek ilginç bir deneyim haline de gelebilmektedir.

26 Mart 1913 Balkan Savaşı sırasında, Edirne’yi kahramanca savunan Şükrü Paşa ve savaşın şehitleri anısına savunma mevzilerinden biri olan Kıyık Tabya’daki müze, kentin en yüksek yerindedir. Osmanlı Devleti, 1911- 1912 yıllarında Trablusgarp Savaşı içinde iken,  Sırbistan, Bulgaristan, Yunanistan ve Karadağ, Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’daki egemenliğini ortadan kaldırmak için bir birlik oluşturdular. 8 Ekim 1912’de Osmanlı’ya savaş ilan edildi. Edirne, uzun süre direndiyse de, sonunda yenilgiye uğradı.  Şehir, açlık ve cephanesizlikten zor günler geçirdi. Şükrü Paşa ve orduları tüm gayretlerine rağmen bu saldırılara ancak beş ay dayanabildiler. Edirne, 26 Mart 1913’te teslim oldu. Aynı yıl, 2. Balkan Savaşı başladı. Mustafa Kemal’in Kurmay Başkanı olduğu Bolayır Kolordusu’nun Temmuz 1913’te Bulgar kuvvetlerini yenmesiyle, savaş son buldu. Şükrü Paşa, Edirne’yi yokluk içinde savunmuştur. Vasiyetine uyularak, mezarı daha sonra buraya Kıyık Tabya’ya getirilmiş ve burada anısına bir anıt yapılmıştır. Anıtla birlikte de burada bulunan tabyada Balkan Savaşları’nı anlatan ve Edirne halkının elinde bulunan eşyalardan, bir müze oluşturulmuştur. Müzedeki fotoğraflarda Selimiye Camii’nin duvarlarının Bulgar topçuları tarafından yıkılması, alevlerle çevrilmiş İstanbul, baba kucağındaki yavrunun Bulgar askerleri tarafından öldürülmesi, Dedeağaç’taki başsız cesetlerin kuyulara atılması, Tunca Adası’nda esir alınan Türkler’in acıklı durumu, Türk kadınlarının ‘asker, şimdi git, savaş!’ sözleriyle oğullarına veda etmeleri gibi sahneler yer almaktadır. Ayrıca askerlerin savaş boyunca hangi koşullarda yaşadıklarını gösteren bölümler de vardır.

 

Adres: Şükrüpaşa Mahallesi, Buçuktepe/ Edirne
Tel :

Ziyaret Saatleri: Hergün 09:00- 17:00
Giriş Ücretsizdir.

 

T.Ü. İlhan Koman Heykel ve Resim Müzesi

lhan Koman Heykel ve Resim Müzesi açılışı 25 Ekim 2014 tarihinde Trakya Üniversitesi Karaağaç Yerleşkesinde gerçekleştirildi Koman ailesinin ve Hüseyin Altaylı’nın,Tayyip Yılmaz’ın  sanat eserlerinin bağışlarından oluşan bu müze İlhan Koman’ın meşhur Akdeniz Heykelinin müzede sergilenmesini de amaçlamaktadır. Edirneli meşhur heykeltıraş anısına açılan bu müzede İlhan Koman’ın heykellerinin yanı sıra Trakya Üniversitesi Güzel Santlar Fakültesi öğretim görevlilerinin bağışladığı yagli boya pastel suluboya baski teknikleri ile yapılmış  eserleri de görmek mümkün.

Adres:

Trakya Üniversitesi Karaağaç Yerleşkesi

T.Ü Güzel Sanatlar Fakültesi

Karaağaç-Edirne-Türkiye

Çalışma Saatleri

Hafta içi : 09:00 – 12:00 13:00 – 17:00

Haftasonu ve mesai saatleri dışında kapalıdır. . Giriş ücretsizdir.

Uzunköprü Kent Müzesi

İçinde yaşayan anılar ve tüm Uzunköprü belleğini yüklenen Kent Müzesi olarak 16 aralık 2013 tarihinde kente kazandırılmıştır.
iki katlı tarihi bina Uzunköprü Kent Müzesi, altı odadan oluşmakta ve her iki katın koridorları da teşhir amaçlı kullanılmaktadır. Müzenin birinci katında yer alan üç odada tarihi paralar, tüfek ve kılıçlar, daktilo ve hesap makineleri, pikap ve radyolar, fotoğraf makinaları ve bakır kaplar sergilenmektedir.
Müzenin ikinci katındaki koridorda Çanakkale Savaşlarında Uzunköprü’nün önemini vurgulayan silikon asker heykeli bizi karşılarken, koridorun diğer ucundaki kahve köşesi ise sıcak bir atmosfer yaratmaktadır. “Gelin Odası” ve “Yaşam Odası” Uzunköprülü ailelerin günlük yaşamlarında kullandıkları dikiş makinası, ayna, bebek patiği, ibrik, bavul, kömür ütüsü gibi tarihi eşyaların sergilendiği odalardır. 1934 yılından beri hizmet veren ve Uzunköprü’nün tarihi lezzeti haline gelmiş meşhur Cazgır dondurmasının kurucusu olan Maksut Dondurmacı’nın da silikon heykeli üst katta sergilenmektedir.
Müzenin alt ve üst katının duvarlarında Uzunköprü tarihine dair bilgi panoları yer almaktadır. Müzeyi gezerken ziyaretçiye rehberlik niteliğinde olan bu panolar Uzunköprü’nün kuruluş hikayesinden, kentte bulunan tarihi cami, çeşme ve diğer tarihi yapıtlar, kent tarihinde yaşanan önemli olaylara ve Uzunköprü’de yaşamış kişilerin eski fotoğraflarına kadar muhtelif konuları kapsamaktadır.
Uzunköprü Kent Müzesi hemşerilerimizin yoğun ilgisi, ilçe ve köy okullarının ziyaretleri ve il dışından gelen yerli ve yabancı ziyaretçileriyle açılış tarihinden itibaren ilk altı ayda 12.000 ziyaretçi sayısına ulaşmış olup kapıları haftanın altı günü ziyarete açıktır

Adres:

Rıza Efendi Mah. Eski Hükümet Cad. .

Uzunköprü EDİRNE 22200
Telefon:+90 284 513 11 08
E-mail:[email protected]

Çalışma Saatleri

Hafta içi : 09:00 – 12:00 13:00 – 17:00
Cumartesi : 10:00 – 12:00 13:00 – 16:00
Pazar : 12:00 – 17:00

Pazartesi günleri kapalıdır. Giriş ücretsizdir.

Web Sayfası:

http://kentmuzesi.uzunkopru.bel.tr/index.html

 

Edirne Kent Müzesi

Müze, 1. Derecede Sivil Mimarlık Örneği olan Hafız Ağa Konağı’nda yer almaktadır. Selimiye Camii’nin kuzeybatısındadır. XIX. yy. sonlarında inşa edilen konak Edirne’nin tarihsel ve kültürel yaşamında özel bir yere sahiptir. Konağın ilk sahibi Hafız Ağa, dönemin siyasi olayları içinde yer almış olup, konak İttihat ve Terakki cemiyetinin gizli toplantılarına ev sahipliği yapmıştır. Varislerince satılan konağın mülkiyeti son olarak Edirne Belediyesi’ne geçmiştir.

5 Mayıs 2017 tarihinde hizmete açılan Edirne Kent Müzesi’nde, tarih öncesinden günümüze Trak, Roma, Bizans dönemlerini yaşamış, Osmanlı Devleti’ne başkentlik etmiş, Cumhuriyet döneminde de ayrı bir yere sahip Edirne’nin tarihi serüveni, kültürel birikimi, coğrafi yapısı, göçler, demografik yapı, ekonomi, sağlık, eğitim, spor, basın, yönetim, gelenek görenek, sanat ve sözlü tarih ile halk kültürüne ait eserler ve bilgiler mevcuttur. Ayrıca bir de kütüphane bulunmaktadır.

Ziyaret Saatleri: Hergün 9.00-18.00 Öğlen açık

Ücretsiz İngilizce rehberlik hizmeti var.

Ipodla 5 dilde (Arapça, Yunanca, Bulgarca, İngilizce, Türkçe) çeviri ve karekod uygulaması ile bilgi edinebilirsiniz.

Telefon: 0 284 213 9140

Web: http://www.edirnekentmuzesi.com/tr